12 Ocak 2014 Pazar


Her şeyden önce,
merhaba..
 Bu sefer aptal saptal "aiiiyyyy buraları çoq özlemiştm de bi post atiym da çkiyim yhaaa" yapmayacağım.
Ciddi ciddi oturup yazmak istiyorum.Çünkü gerçekten bir şeyler paylaşmaya ihtiyacım var. Yazmaya.
Hayatımda son 2 - 3 yıldır gerçekten köklü değişiklikler oldu. Üniversiteyi kazandım, yeni bir hayata farklı bir ilde -ve farklı kişiliklerde belkide- başladım, ömrüme değişik amaçlar katan insanlar tanıdım - ve çoğu amacımı elimden alan- . Yeni pişmanlıklar -elbette- edindim. Hemde çok derin olanlarından duyduğum -duşlarda ağlamaya götürenlerden- pişmanlıklardı. Ama yakınmanın bir faydası oldu mu diye sorarsanız size hareket çekerim mesela. He birde defalarca hasta olup iyileştim.Ki bu gerçekten sinir bozucu oluyor -her zaman- . Para biriktirdim. Tabi bir cekete yüzlerce lira vermediğim zamanlar. Süt içtim bolca.Fakat boyumun uzadığını sanmıyorum..Hiç kimseyle tam anlamıyla dost olamadım. Hiç bir zaman gerçek bir dostumun yanındaymışımcasına hissedemedim -ki oysa çok yakındık ve sıcaktık ve nemli belkide biraz ıslak ama tazeydik bütün şartlar sağlanmışken- . Şu an ne kadar başarılı bir pozisyondayım bilmiyorum. Bazen düşünüyorum yerimde olmak isteyen bir çok insan varken -ne salaklar onlar- kendi hayatımdan bu kadar yakınmak doğru mu diye -ne salağım ben- . Aslına bakarsanız ben kendim hariç etrafımdaki bütün insanların hayatlarına o kadar pozitif bakıyorum ki -sanırım bu yanlış-
yaparsın edersin biraz daha çabala şuradan şunu yaparsın bunu tutturursun gidersin falan.
ama iş kendime gelince. Yani bilmiyorum her kapı kapanacakmış gibi. Sanki bütün gün evde yatsam her şey çok güzel olacakmış gibi -ki bunu yazarken bile utandım adeta- . Kendime çeki düzen vermeliyim diyorum sadece etrafımdaki insanları seyrediyorum. Sanki bir şey yapmaya kalksam yüzüme bir tokat yiyecekmiş gibi hissediyorum -bazen bu duygu, yüzüne tokat yeme isteği, gerçeğe dönüşmüyor da değil- . Kendime bakıyorum gerçekten korkuyorum. Yani bir şeyleri kaçırmaktan ya da çok geç yaşamaya kalmaktan korkuyorum. Hayatta her şeyimi kaybetmekten korkmuyorum fakat yeniden başlamaktan korkuyorum. Ve bu küçük bir çelişki değil.
Hiç bilmediğim yerlere gidip hiç tanımadığım insanlarla değişik şeyler yapmak istiyorum.
Bunu dile getirince ne kadar absürt durduğunun farkındayım. ama bazen metroda bile tanımadığım bir teyzenin yanına oturunca kafamı omzuna dayamak istiyorum. En son kafamı kimin omzuna saf samimiyetle koydum diye düşünüyorum. Ben. Ben bilmiyorum. Utanıyorum bazen insan içine çıkmaktan. İşte bu yüzden yüzlerce liralık ceketler altına pahalı gözlükler içine saklanıyorum. Ben bunu başka nasıl açıklayabilirdim bilmiyorum.
Okuduğun için teşekkür ederim

Hiç yorum yok: